Günün birinde Çinli bir çiftçi ahırının kapısını açık bularak biricik atının yok olduğunu gördü. Onun bu kaybını haber alan dostları az sonra onu teselliye geldiler. "Ah, senin için ne felaket" diye sızlandılar. Ama filozof ruhlu olan Çinli: "Belli olmaz. Belki de böylesi daha hayırlıdır" dedi.
Ertesi gün, kaybolan at, peşi sıra bir kısrak olduğu halde çıkageldi. Çinlinin dostları bu sefer "Bu ne kısmet! Şimdi iki ata sahipsin" diye ona imrendiler. Ama Çinli sadece "Belli olmaz. Belki hiç de hayırlı değildir" dedi.
Ertesi gün kısrağa binen Çinlinin oğlu düşerek bacağını kırdı. Çinlinin dostları gene: "Ah ne felaket" diye sızlanmaya başladılar. Çinli hiç istifini bozmadı. "Belli olmaz, belki böylesi daha hayırlıdır" dedi.
Bir gün sonra, Çin'in o bölgesinde savaş patladı. Köyün bütün delikanlıları askere alındılar ve çok geçmeden cephede öldüler. Köyde delikanlı olarak çiftçinin kırık bacaklı savaşa gitmeyen oğlu kaldı.
O daha uzun yıllar sükûn içinde yaşayarak dedelerinin tarlalarını ekti.